İMPARATOR DIOCLETIANUS’UN YÜKSEK ENFLASYONLA MÜCADELESİ

Roma imparatorluğu, M.S. III. yüzyılda gerçekleştirilen büyük ve pahalı projeler ve sınırlarındaki düşman akınları nedeniyle artan savunma giderleri nedeniyle büyük bir mali sıkıntı yaşamaktaydı. Bu sıkıntıyı aşmanın yolu, para basmak ve vergileri arttırmaktı. Öyle de olDiocletianusdu: devlet, yatırımları yürütmek ve asker-memur maaşlarını ödeyebilmek için tedavüldeki altın ve gümüş paranın yerine karşılıksız bakır ve bronz para basmak zorunda kaldı. Örneğin, gümüş paranın değeri M.S. 218 ile 268 yılları arasında 5000 kat azaldı. Bunun sonucunda halkın satın alma gücü o kadar zayıfladı ki, ülkede yaygın bir hoşnutsuzluk başladı. Oysa Roma imparatorlarının en çok önem verdikleri şey, yiyecek ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını herkesin ulaşabileceği bir düzeyde tutmaktı. Çünkü aç bir ahali isyankar olabilirdi. İmparatorlukta barışı egemen kılmanın yolu halkı mutlu etmek olduğuna göre, temel gıda maddelerinin fiyatlarını ulaşılabilir düzeyde tutmak gerekirdi. Ama şimdi, önceleri 7-8 Drahmi’ye satılan bir ölçek buğdayın fiyatı 120.000 Drahmi’ye çıkmıştı ki,Berlin bu da %15 000 düzeyinde bir enflasyon demekti.

 Aldığı önlemlerin enflasyona çare olmadığını gören ve korkunç fiyat artışlarını tüccarların açgözlülüğüne bağlayan Diocletianus, Roma İmparatorluğu’nda Dörtlü Yönetim’in (Tetrarşi) hüküm sürdüğü 301 yılında hazırladığı ünlü Edictum de Pretiis Rerum Venalium (“Fiyatların En Üst Sınırına İlişkin Kararname”) ile, 1000 civarında mal ve hizmetin tavan fiyatını sabitledi. Aynı Kararname (edictum) ile, bu fiyatlarının üzerinde mal ve hizmet satmaya kalkışacaklara ölüm cezası getirildi.

Diocletianus’un fiyat kararnamesinin Giriş kısmında iki Augustus (Diocletianus ve Maximianus) ile iki Caesar’a (Constantius ve Galerius) ait görkemli imparatorluk sıfatları sıralanmakta ve daha sonra fiyatların kontrol altına alınmasını gerektiren ekonomik durum anlatılmaktadır. Bu kısım, Latin dilinin en gösterişli örneklerinden birini teşkil etmekte olup, belki de bizzat Diocletianus tarafından kaleme alınmıştı.

Ekonomi tarihi açısından büyük önem taşıyan bu Kararname’nin giriş kısmı özetle şöyleydi:

«İmparator Caesar Gaius Aurelius Valerius Diocletianus Augustus ve İmparator Caesar Marcus Aurelius Valerius Maximianus Augustus ve Flavius Valerius Constantius Caesar ve Galerius Valerius Maximianus Caesar şöyle buyurdular:

Büyük başarılar kazandığımız savaşları hatırladığımızda, devletimizin Kader Tanrıçası’na (Fortuna) ve ölümsüz tanrılarakopya geraki şükranlarımızı sunmalıyız. Bu sayede dünya iyi insanlar için huzurlu bir ortama kavuştu. Biz bu yolda büyük bir çaba ve emek harcadık. Roma’nın büyüklüğü ve saygınlığı, şimdi de devlet onurunun en uygun bir şekilde yüceltilmesini gerektirmektedir. Geçmişteki azgın barbar saldırılarını doğaüstü güçlerin de cömert desteği ve kılıç gücü ile püskürten bizler, tesis ettiğimiz bu huzuru şimdi hukukun da yardımı ile korumalıyız.

Hırs ve açgözlülüğün sınırı yoktur. İnsana hiç saygısı olmayan tamahkârlık yıldan yıla, aydan aya, günden güne değil, her saat ve hatta her an artmaktadır. Eğer bu kişiler arsızlıklarını kendi iradeleri ile kontrol edilebilselerdi bu durum belki hoşgörü ile karşılanabilirdi. Ama kendini kaybetmiş bu çılgınların tek özelliği toplumun ihtiyacını gözardı etmektir. Aslında, yoksulluk içindeki bazı insanlar bu kötü durumlarının sebeplerinin ne olduğunu seziyorlar ve buna daha fazla göz yumamazlar. Bu nedenle, insan ırkının hamileri olan bizler (dört yönetici), bu durum karşısında köklü yasal tedbaizanoiirlerin alınması konusunda mutabık kaldık.

Bu durumda, bizim müdalemizin zamansız ve gereksiz, saçma ve önemsiz olduğundan kimsenin şikayetçi olamayacağına inandığımız için, durumun gerektirdiği önlemleri hemen almaktayız. Tüm bu önlemler, ahlak sahibi olmayan kişileri hedef almaktadır. Kim bu kadar duyarsız ve bu kadar insanlıktan yoksun olabilir ki, kentlerdeki fahiş fiyatlardan rahatsızlık duymasın?

Bu nedenle emrediyoruz ki, bütün imparatorlukta aşağıda liste halinde verilen fiyatlara uyulacaktır. Eğer biri küstahlık edip bu kararlara karşı gelirse ölüm cezasına çarptırılacaktır. Ayrıca, mal satın alma hevesi yüzünden arsız bir satıcı ile bu düzenlemeye karşı hile yapan alıcılar da aynı cezayı alacaklardır».

 Kararname’nin Giriş bölümünden sonraki hayli uzun istede hububat, şarap, et, sebze, meyve, deri, kürk, ayakkabı, kereste, halı, giysi, vasıfsız işçiden avukata kadar uzanan meslek erbabının yevmiyeleri vs. gibi önemli kalemler yer almaktadır. Listedeki mal ve hizmetler, Diocletianus’un yeni bir para birimi olan Denarius ile ifade edilmektedir (ancak buradaki Denarius, Roma nümizmatiğinde önemli bir yeri olan gümüş para değildi. Bu, simgesel değeri olan ve Denarius Communis adı verilen bir para birimiydi).

         Birçok kentte mermer blokların üzerine yazdırılarak halka duyurulan bu Kararname’nin ilk parçaları 1709 yılında Karia’daki Stratonikeia (Yatağan) kentinde bulundu. Zamanla, Mısır, Batı Anadolu (Aizanoi, Aphrodisias) ve Yunanistan’da bulunan ve Latince ya da Grekçe olan diğer parçalarla birlikte buluntu sayısı 30’a kadar ulaştı. Buradan anlıyoruz ki, Kararname’nin orijinali Latince idi ve bazı kentlerde Grekçeye çevrilmişti. Bu Kararname’nin parçalarının tümünün Diocletianus’un yönettiği Mısır, Yunanistan ve Batı Anadolu’da bulunması ve listede fiyatları belirlenen mamul malların doğu bölgelerinden gelmesi bize göstermektedir ki, Diocletianus bu Kararname’yi kendisinin sorumlu olduğu Doğu eyaletlerinde yürürlüğe koymuş ve uygulama olasılıkla henüz Batı’da uygulamaya konmadan iptal edilmişti.

          Bu Kararname tüketici kitlede büyük bir memnuniyet yarattı. Hatta enflasyonun altında ezilen ama bu Kararname’den güç alan öfkeli tüketiciler, kimi yerlerde liste fiyatının üzerine çıkan esnafın işyerlerini tahrip ettiler. Bu önlem kısa süreçte enflasyonda bir iyileşme sağlasa da, uzun süreli sonuçları ekonomiyi çökertti. Çünkü Kararname’deki malların fiyatları çok düşük tutulmuştu. Bu nedenle üreticiler ya mal üretimini durdurdular ya da takasa yöneldiler. Ticaret durma noktasına geldi. Maaş ve yevmiyelere de üst sınır getirildiği için, başta askerler olmak üzere sabit gelirli insanlar paralarının giderek eridiğini gördüler. Satışları durduran esnaf bu kez stok yapmaktan dolayı cezalandırıldı. Ticareti terkedenler ise, Diocletianus’un çıkardığı «Baba mesleğini terkeden kişi, savaştan kaçan asker gibidir ... Herkes babasının mesleğini sürdürmek zorundadır; aksine davranmanın cezası ölümdür» gibi bazı tuhaf yasalarla ticaret yapmaya zorlandı.

         Gerçekten de, bu dönemde yaşayan Nikomedeia’lı (İzmit) Hristiyan düşünür ve hatip Lactantius, pahalılıktan Diocletianus’un sorumlu olduğunu ve çıkardığı Kararname’nin bir felaket doğurduğunu yazmaktaydı: «... O (Diocletianus) aynı zamanda,  yaptığı çeşitli hukuksuz işler  nedeniyle fiyatların korkunç derecede artmasına neden oldu. Bir yasa çıkararak fiyatları sınırlamaya kalkıştı. Ama küçücük, önemsiz gerekçelerle çok kan döküldü. İnsanlar en küçük bir malı satışa çıkarmaktan korkar oldular ve görülmemiş bir kıtlık başgösterdi» [De mortibus Persecutorum (“Zorbaların Ölümü Hakkında”), VII].

 Sonuçta, Diocletianus’un enflasyona karşı aldığı tüm bu polisiye önlemlerin yararından çok zararı olmuştu. Nitekim Diocletianus’un saltanatı M.S. 305 yılında sona erdiğinde, Kararname’nin yürürlükten kaldırılması ile günlük yaşama ekonominin kendi yasaları yeniden egemen oldu.

H. Malay

KISA KAYNAKÇA:
W.M. Leake, An Edict of Diocletian, London 1826.
T. Frank, Economic Survey of Ancient Rome, V, Baltimore 1940, 307-421.
K.T. Erim - J. Reynolds – J.P. Wild – M.H. Ballance,  JHS 60 (1970), 120-141.