BİR MÜCEVHER HIRSIZINI BULAN VE CEZALANDIRAN
AKSİOTTA’LI TANRI MEİS
(İ.S. II-III. YÜZYIL)
 
Kula yöresinde bulunup Manisa Müzesi’ne taşınan Grekçe bir itiraf (confessio) yazıtı, Roma imparatorluk devrinde Lydia’nın volkanik bölgesinde hüküm süren yoğun din sömürüsünün ve tapınak baskısının bir tanığı olması bakımından hayli ilginç ve önemlidir. Yerel tanrı Meis Artemidorou Aksiottenos’a adak olarak sunulmuş olup İ.S. 2. ya da 3. yüzyıla tarihlenen bu yazıtın çevirisi şöyledir:
«Theogenes’in karısı Syntykhe bu adağı Meis Artemidorou Aksiottenos’a sundu.
Syntyche’nin Kocası Theogenes bir yerlerde bulduğu bir safir taşını (litharion hyakinthion) evine getirmişti. Ama bu taş bir süre sonra evden çalındı. Syntykhe, hırsızın bulması taşı getirmesini sağlaması için (Tanrı) Meis Artemidorou Aksiottenos’a başvurdu. Ama bir süre sonra hırsız taşı gizlice, yanmış, şekli bozulmuş ve keten bir gömleğin içine sarılmış bir halde çaldığı yere bıraktı. Ve Tanrı, olayın 31. gününde gücünü gösterip, hırsızlığı Glykon’un bakire kızı Apphia’nın yaptığını saptadı ve onu mahvetti. Ama taşın sahibi Syntykhe, hırsız kızın annesinin kendisine yalvarması üzerine Apphia’nın Tanrı tarafından suçlu olarak saptandığını insanlardan gizledi. Oysa böyle yaparak Tanrı’nın gücünü ve öfkesini hafife almıştı. Bu yüzden Tanrı, Herakleides adında 13 yaşında bir oğlu olan Syntykhe’den bu olayları ve hatalarını anlatan bir yazılı taşı tapınağa dikmesini istedi. Çünkü o, Tanrı’nın söylediklerinden çok insanların söylediklerine önem vermişti.
Bu yazılı taşı dikip tanrının kendisine verdiği cezayı herkese duyuran kişi, Apollonios ile Meltine’nin kızları Syntykhe’dir».
Yazıtta bazı ayrıntılara yer verilmediğinden buradaki öyküyü yeterince anlamak kolay değildir. Bu yüzden yazıt, 1987 yılında yayınlandığından bu yana bilim adamları arasında tartışılmaktadır. Bu tartışmaların ışığında bu itiraf yazıtındaki olayları şu şekilde yorumlamak mümkündür:
Apphia, evlilik dışı bir ilişkiden hamile kaldığını öğrenince, olasılıkla annesinin arkadaşı olan Syntykhe’nin evindeki safir taşını çalar. Aslında Apphia’nın amacı hırsızlık değil, bir batıl inanç gereği, bu taşı ısıtıp onu çocuğunu düşürmek ve yeniden adet görebilmek için kullanmaktır (Bu inancın Yunanlı efsanevî müzisyen Orpheus tarafından temeli atılan Orphism’den kaynaklandığı düşünülmektedir. Hatta Orphik düşünce ürünü bazı eserlerde, adet görmek isteyen bir kadının yanan bir linyit parçası üzerine çömelip vaginasını tütsülemesi önerilmekteydi. Ayrıca diğer bazı eski Yunan ve Roma kaynakları, yanmakta olan bazı taşların ve safirin [lithos hyakinthios] büyüsel gücündensöz etmekteydi).
Taşın sahibi olan Syntykhe adındaki kadın, hırsızı bulması için tanrıya başvurur. Öte yandan hırsız Apphia taşı ısıtıp bu büyüyü uygulamış ve adet görmeyi beklemeye başlamıştır. Ama aradan 31 gün geçtiği halde hiçbir sonuç alamaz; büyü tutmamıştır. Bu arada tanrı bir soruşturma açarak hırsızlığı Apphia’nın yaptığını saptar. Ve Apphia, çaresiz, hamile kalışını ve taşı kendisinin çaldığını ve büyü için kullandıktan sonra da onu yerine koyduğunu itiraf eder. Bu yüzden tanrı Apphia’yı “mahveder” (Grekçe’de mahveder anlamına gelen sözcüğün burada hangi anlamda kullanıldığı tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar bu fiili “öldürdü” diye çevirirken, diğer bazıları da “bakireliğini elinden aldı” şeklinde anlamlandırmaktadırlar. Ancak ikinci olasılığı kabul edenlerin, Apphia’nın çalmış oldu safir taşını neden yaktığı konusunda bir başka açıklama bulmaları gerekir).
Hırsıza suçunu itiraf ettiren ve taşı geri getirmesini sağlayan tanrı böylece Syntykhe’nin dileğini yerine getirmiştir. Artık ona düşen, Tanrı’nın bu mucizesini ve onun gücünü herkese duyurmaktır. Ama Syntykhe hırsız kızın annesinin yakarışlarına dayanamaz; onun isteğine uyarak olayı herkesten gizli tutar. Syntykhe’nin bu saygısızlığına öfkelenen tanrı, onun 13 yaşındaki oğlu Herakleides’i öldürür. Sonunda tanrının ne kadar güçlü olduğunu hayli pahalı bir şekilde öğrenen Syntykhe tanrının emirlerine uyarak, işlediği günahları bir taş üzerine yazdırır ve onu tapınağın kutsal alanına diker.
Yazıtta bu konuda bir açıklık yoksa da, belki tanrı, Apphia’yı hamile bırakan kişinin Syntykhe’nin 13 yaşındaki oğlu Hermogenes olduğunu, hatta bu gencin büyü için kullanılan değerli taşın çalınmasına ve başarısız büyü denemesinden sonra aynı yere konmasına yardım ettiğini de saptamıştı. Ve belki anne Syntkhe’nin hamilelik ve hırsızlık olaylarını gizli tutmak istemesinin asıl nedeni oğlunun bu olayların içinde yer almasıydı.
Bu itiraf yazıtında (confessio) sözü edilen karmaşık olaylar nerede yaşanmıştı ? Son yıllarda Kula civarında yapılan yoğun yüzey araştırmaları ve bir kurtarma kazısı göstermektedir ki, yazıtımızda adı geçen yerel tanrı Meis Artemidorou Axiottenos ile annesi Anatanrıça Artemis Anaitis’in ortak bir tapınağı, Kula’nın kuzeyindeki Hamidiye köyünün Mağazadamları Mahallesi’nde bulunmaktaydı. Tanrının adından anladığımıza göre, Artemidoros adındaki dindar biri burada Aksiotta köyünün tanrı Meis’in bir tapınağını yaptırmıştı, Antik Aksiotta’nın yerini henüz tam olarak bilmesek de, elimizdeki veriler bu köyün büyük bir olasılıkla Gediz (Hermos) nehri ile güneyindeki Hamidiye ve ona bağlı Mağazadamları ve Palankaya mahalleleri arasındaki bir mevkide yer aldığına işaret etmektedir.
Lydia’daki Maionia (Menye/Gökçeören), Kollyda (Gölde/İncesu), Thermai Theseos (Şehitli), Silandos (Selendi) ve Saittai (İcikler) kentlerinin yer aldığı bu volkanik bölge, özellikle İ.S. 2. ve 3. yüzyıllarda rahiplerin yerel tanrılar adına yürüttükleri yoğun bir baskı ve sömürüye tabi tutulmuştu. Bu civarda elimize geçen itiraf yazıtları, antik yazarların ne yazık ki suskun olduğu bu konuda değerli bilgiler içermeleri nedeniyle dinler tarihi açısından büyük önem taşımaktadırlar.
H. Malay          
 
KISA KAYNAKÇA:
G. Petzl - H. Malay, Greek, Roman and Byzantine Studies 28, 1987, 459-472.
G. Petzl, Die Beichtinschriften Westkleinasiens (= Epigraphica Anatolica 22), 1994, 71-76, no. 59.
D. Ogden, Magic, Witchcraft and Ghosts in the Greek and Roman Worlds (2002), 243-244, no. 233.
Supplementum Epigraphicum Graecum 37, 1001.
G.H.R.Horsley, New Documents Illustrating Early Christianity 4 (1987) 173/174.
A.Chaniotis, Epigraphica Anatolica 15 (1990) 127-131.