·

M.S. 17 YILINDA BATI ANADOLU'NUN BAŞINA GELEN BİR BÜYÜK DEPREM FELAKETİ

          Yunan mitolojisinde ve günlük yaşamında deprem (seismos ya da Latince terrae motus) tanrı Poseidon ile ilişkilendirilmekteydi. Çünkü Poseidon, «yeryüzünü sarsan (ennosigaios), hareketlendiren (gaiaokhos) ve dengeleyen (asphalios)» bir tanrıydı. Ama bu arada antik devrin önemli bazı düşünürleri de depremlerin bilimsel nedenleri üzerine kafa yormaktan geri durmadılar. Örneğin Miletoslu Thales (M.Ö. 7 ve 6. yy.) yer kabuğunun bir su kütlesi üzerinde yüzmesinin, Anaksimenes (M.Ö. 6 ve 5. yy.) ise sıcak-soğuk farklarının depremlere neden olduğunu düşündüler. Öte yandan, içlerinde Anaksagoras (M.Ö. 5. yy.), Demokritos (M.Ö. 5. yy.), Aristoteles (M.Ö. 4. yy.) ve Poseidonios’un (M.Ö. 2. ve 1. yy.) da bulunduğu bazı ünlü filozoflar, toprağa karışan su ve havanın sıkışma sonucu patlamalara yol açtığına ilişkin teoriler ürettiler.

Eserleri günümüze ulaşabilen antik yazarlardan ve bazı yazıtlardan öğrendiğimize göre, Anadolu tarihindeki en büyük deprem İ.S. 17 yılının bir gece yarısı meydana gelmiş ve Batı Anadolu’nun önemli bir kısmını harabeye çevirmişti. Annales (Yıllıklar) adlı eserinde bu konuya geniş yer veren Romalı ünlü tarihçi Tacitus’a (M.S. 1. yy.) göre bu depremden en çok Sardeis (Salihli-Sart Mustafa) ve Magnesia ad Sipylum (Manisa) kentleri etkilenmişlerdi. Tacitus şöyle devam eder:

         «... aynı yıl Asia'nın 12 önemli kenti bir gece meydana gelen bir depremle yerle bir oldu. Öyle ki, deprem çok büyük bir tahribata yol açmıştı. O kargaşa içinde insanlar doğal olarak ovaya doğru kaçmaya çalıştılar; ama bu da mümkün olamadı, çünkü yarılan toprak herkesi yutuyordu. Derler ki, dev dağlar düzleşti, düzlükler yükseldi ve yıkıntılar alevler içinde kaldı. Deprem en çok Sardeis halkına zarar verdiği için, bu kente karşı büyük bir sempati oluştu. Öyle ki, imparator (Tiberius) 10 milyon sestertius tutarında bir malî yardım sözü verdi ve kenti 5 yıl süre ile her türlü yerel ve merkezî vergiden muaf tuttu. Magnesia ad Sipylum halkı, kayıpları ve aldığı yardımlar bakımından ikinci sıradaydı. Öte yandan, Temnos (Görece), Philadelphia (Alaşehir), Aigai (Köseler), Relief Apollonis (Mecidiye), Mostene (Çobanisa), Hyrkanis (Alibeyli), Hierokaisareia (Beyoba), Myrina (Kalabaksaray), Kyme (Nemrut Limanı) ve Tmolos kentlerine de aynı süre için vergi muafiyeti verilmesi ve durumu yerinde Sestertiusincelemesi ve yardımı organize etmesi için bölgeye bir Senato temsilcisi gönderilmesine karar verildi».

          Romalı tarihçi Suetonius’un da belirttiği gibi, Tiberius ilke olarak  eyaletlere yardım konusunda pek istekli bir imparator değildi. Ama kentleri yerle bir olan Asia Eyaleti’ne yardım konusunda hayli cömert davranmıştı. Nitekim M.S. 22-23 yıllarında onun bu cömertliğini vurgulamak üzere, Roma’da Tiberius’un onuruna bir sikke (sestertius) basılmıştı.

          M.S. 1. yüzyılda yaşayan Yaşlı Plinius Batı Anadolu’nun başına gelen felaketin büyüklüğünü şöyle dile getirir: «İnsanoğlunun hatırladığı en büyük deprem Tiberius’un imparatorluğu sırasında meydana geldi. Öyle ki, 12 Asia kenti bir gecede harabeye dönüştü» (Naturalis Historia).

          Seneca (M.Ö. 1. yy.), Suetonius (M.S. 1. ve 2. yy.) ve Dio Cassius (M.S. 2. yy.) gibi bazı ünlü yazarlar da 17 yılı depremi hakkında kısa ama benzeri şeyler anlatırlarken, depremin meydana geldiği tarihte olgunluk dönemini yaşayan ve bölgenin volkanik yapısını çok iyi bilen Strabon, eserinin üç yerinde bu depreme değinir:

          «... çünkü depremler günümüzde bile bu dağın (Tmolos/Bozdağ) eteğinde kurulu olan Magnesia, Sardeis ve diğer birçok ünlü kenti tahrip etmiş, ama imparator (Tiberius) onlara vergi muafiyeti vermiş ve kentleri yeniden inşa ettirmiştir».

          «... orası (Magnesia) da son zamasardis-oylamanlarda ortaya çıkan depremler nedeniyle harap olmuştur».

          «... yakın geçmişteki depremlerde kentin (Sardeis) birçok evi yok oldu. Ama şimdiki imparator (Tiberius) bu kentin ve aynı kaderi paylaşan diğer birçok kentin yeniden ayağa kaldırılması için çok cömert yardımlarda bulundu».

          Yine bu dönemde yaşadığı bilinen ve Anthologia Palatinum’da 21 adet şiiri yer alan Bithynia’lı (İzmit civarı) ozan Bianor, bir şiirinde Sardeis’in trajik kaderini dile getirirken; M.S. 2. yüzyılda yaşayan Tralleis’li (Aydın) Phlegon da depremden etkilenen Batı Anadolu kentlerinin Tiberius’un yardımlarına karşılık Roma’da bir anıt yaptırdıklarından söz eder:

 «Gramer bilgini Apollonios’un yazdığına göre, Tiberius döneminde bir deprem oldu ve birçok ünlü Asia kenti tümüyle yerle bir oldu. Daha sonra Tiberius kendi parası ile onları yeniden inşa etti. Bunun üzerine bu kentler Roma Forum’undaki Venus tapınağının yanında büyük bir heykelini imparatora adak olarak sundular ve daha sonra her kent buraya birer heykel diktirdi».mostene-yazt

         Phlegon’un sözünü ettiği bu anıtı, Sardeis’de bulunmuş bir yazıt parçası ile ilişkilendirmek mümkündür. Çünkü bu yazıtta, Sardeis’de toplanmış olan bazı kent temsilcilerinin yaptıkları bir oylama yer almaktadır. Bu toplantıda kentler muhtemelen Tiberius’a olan şükranlarını nasıl ifade edeceklerini tartışmışlar ve sonuçta Roma’da Tiberius’un bir heykelinin dikilmesine ilişkin kararlarını oylamışlardı:

        «Mostene’li Sabinus: “kabul” dedi. Seleukos oğlu, Kibyra’lı Nearkhos “kabul” dedi. Aigai’lı (?) filanca “kabul” dedi. Magnesia’lı Claudianus “kabul” dedi. Apollonios oğlu, (Sardeis’li) Kharmides “kabul” dedi. Philadelphia’lı ·(?) filanca “kabul” dedi. Hierokaisareia’lı filanca “kabul” dedi. Aleksandros’un oğlu ve Iucundus’un torunu, Apollonis’li Makedon “kabul” dedi. Kyme’li (?) filanca “kabul” dedi. Hyrkanis’li filanca “kabul” dedi. Philodemos oğlu, Myrina’lı Serapion “kabul” dedi. Tmolos’lu (?) filanca “kabul” dedi. Diogenes oğlu, Temnos’lu Diogenes “kabul” dedi».

        Öte yandan, 1693 yılında İtalya’nın Puteoli kentinde Tiberius’a şükranlarını sunmak isteyen bazı Batı Anadolu kentlerinin yaptırdığı bir başka (?) anıtın kaidesi bulundu. Bu kaide üzerinde, her biri birer kenti temsil eden insan figürleri ve Latince bir yazıt yer almaktadır. M.S. 30 yılına tarihlenen bu yazıtta, Tacitus’un verdiği 12 kente ek olarak Ephesos ve Kibyra (Horzum) kentlerinin adları da yer almaktadır. Ancak bu iki kentin adlarının, 17 yılı depremi nedeniyle mi yoksa 5 yıl sonra ortaya çıkan 23 yılı depremi nedeniyle mi burada yer aldıklarını bilmiyoruz.

        XIX. yüzyıl sonlarında, Manisa yakınlarında bulunan ve şimdi kayıp olan bir Grekçe yazıtta Tiberius şu şekilde onurlandırılmaktaaigai-latince-yaztdır:

        «İmparator Augustus’un oğlu ve İmparator Julius’un yeğeni, başrahip, 37. kez tribunus, yetkisi ile donatılan ve 5. kez de consul olarak atanan ve aynı anda 12 kentin kurucusu olan Tiberius Caesar Augustus kenti (yeniden) inşa etti».

        M.S. 31-37 yılları arasına tarihlenen bu yazıtın Latince bir çevirisinin Aigai kentindeki bir yapının arşitrav blokunun üzerinde de yer aldığı bilinmektedir. Nasıl bir yapıya ait olduğunu bilmediğimiz bu yazıta ait 4 parça XIX. yüzyıl sonlarında bulunmuş ve Aigai’da halen sürdürülen kazı ve araştırmalarda bunlara yenileri eklenmiştir.

H. Malay

 

KISA KAYNAKÇA:
R. Bohn, Altertümer von Aegae, Berlin 1889.
W.H. Buckler and D.M. Robinson, Sardis VII, 1 (Greek and Latin Inscriptions), Leyden 1932
E. Guidoboni et alii, Catalogue of Ancient Earthquakes in the Mediterranean Area up to the 10th Century, Rome 1994.